türkiye-yunanistan nüfus mübadelesi ne demek?

Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi, 1923 yılında Lozan Barış Antlaşması'na ek olarak yapılan sözleşme uyarınca Türkiye Cumhuriyeti ve Yunanistan Krallığı'nın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine tehcir ve zorunlu göçe tabi tutmasına verilen addır. Göçe tabi tutulan kişilere ise mübadil denir.

Mübadele ile 1.200.000 Ortodoks Hristiyan Rum, Anadolu'dan Yunanistan'a; 500.000 Müslüman Türk de Yunanistan'dan Türkiye'ye göç etmek zorunda kalmıştır.12 Mübadele kapsamına giren kişiler ile mübadele kapsamına girmeyen kişiler arasındaki ayrımın ana kıstası ırk ya da dil değil din olduğu için Rum denenlerin arasında, Türkçeden başka dil bilmeyen ve konuşmayan Türk Ortodoks Hristiyan Gagavuzlar ile Karamanlı Ortodokslar, Yunanistan'dan gelen Müslümanların arasında da Türklerin yanında Karacaova, Dırama, Kavala ve Kesriye'den gelen Bulgarca ve Makedonca konuşan Pomaklar, Rumence konuşan Ulahlar, Yunanca (Romeika) konuşan Patriyotlar ve kendi dillerinde konuşan Arnavutlar da bulunmuşlardır.

Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi kapsamında Türkiye'de sadece İstanbul ile Gökçeada (İmroz) ve Bozcaada'da oturan Rumlar, Yunanistan'da ise sadece Batı Trakya Türkleri mübadeleden muaf tutulmuşlardır.3 Mübadelede Dırama, Girit, Kesriye, Filorina, Kozana, Nasliç, Grebene, Kavala, Selânik, Vodina ve Yanya'dan Türkiye'ye gelen nüfus; Doğu Trakya ve Batı Anadolu'da Rum azınlığın ayrılışı ile boşalan yerlere iskân edilmişlerdir. Mübadillerin yoğun olarak iskân edildikleri şehirler; Adana, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Edirne, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Manisa, Mersin, Niğde, Nevşehir, Samsun, Tokat ve Tekirdağ idi.4 Değişimin çok büyük bir bölümü 1923-1924 yıllarında yaşanmış ancak geriye kalan az sayıda olayda 1930 İsmet İnönü-Venizelos sözleşmesine dek zorunlu göç uygulamasına devam edilmiştir. Zorunlu göç gerek Türk gerek Yunan ekonomisinde yaklaşık yirmi yıl süren ağır bir krize yol açmıştır.

Anlaşma öncesindeki durum

Osmanlı Devleti, 1912 yılında Balkan Savaşı sonrasında Rumeli'deki topraklarının neredeyse tamamına yakınını kaybederken geride, Osmanlı tebaasıyken bir anda başka bir devletin azınlık statüsündeki vatandaşları konumuna düşen yüz binlerce Müslüman Türk bırakmıştı. Yunanlar tarafından potansiyel tehlike olarak görülen Epir bölgesindeki, Selânik ve çevresindeki şehirler ile birlikte adalardaki Müslümanlara karşı yoğun baskı ve yer yer katliamlar yapılmaktaydı. Bu durum yaklaşık on sene sürmüştü.

1922'de Yunan Ordusu'nun Anadolu'dan mağlup ayrılmasının ardından artık Anadolu'da can ve mal güvenliğini kaybettiğini düşünen 1.069.957 Anadolulu Rum'un Yunanistan'a göç etmesiyle göçmenleri boş arazi ve evlere yerleştirme sorununun baş gösterdiği Yunanistan'da, Anadolu'dan gelen göçmenler Müslümanları evlerinden çıkarmaya ve onların evlerine yerleşmeye başlamıştı. Rum göçmenlerin barınması için gerekli arazi ve evlerin bir kısmı Müslümanların Türkiye'ye gitmesiyle sağlanacaktı. Hem Yunanistan'daki hem de Türkiye'deki azınlıkların sorunlarının daha da artması üzerine Lozan şehrinde barış antlaşmasının hazırlığı için görüşmelerin başladığı dönemde 30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye ile Yunanistan arasında mübadeleyi öngören sözleşme imzalandı.

Anlaşma

Sözleşme, on dokuz maddeden oluşuyordu. Sözleşme gereği, 1 Mayıs 1923 tarihi itibarıyla Türkiye topraklarındaki Rum/Ortodoks nüfus ile Yunanistan topraklarındaki Türk/Müslüman nüfus arasında zorunlu göç uygulaması şarta bağlanmış oluyordu.

Mübadeleye tabi tutulmayacak olanlar sözleşmenin ikinci maddesinde belirtildiği üzere Batı Trakya Türkleri ile İstanbul Rumları idi.

Üçüncü madde ile 18 Ekim 1912 tarihinden itibaren yerlerinden göç etmiş olanlar da mübadele kapsamına alınıyordu.

Altıncı ve yedinci maddelere göre göçe tabi tutulanlara her iki hükûmet de gereken kolaylığı gösterecek, mübadil kişi terk ettiği ülkenin vatandaşlığından çıkacak yeni geldiği ülkenin vatandaşlığını alacaktı.

Beşinci maddeye göre mübadillerin mülkiyet haklarına hiçbir zarar verilmeyecekti. Sekizinci maddeye göre ise mübadiller her çeşit taşınır mallarını hiçbir vergiye tabi olmadan yanlarında getirebileceklerdi.

Dokuzuncu maddeye göre mübadillerin geldikleri yerde bırakmış oldukları mallar Karma Komisyon tarafından tasfiye edilecekti. Bu madde, 18 Ekim 1912'den sonra yerlerinden ayrılanları da kapsayacaktı.

11, 12 ve 13'üncü maddeler, sözleşmenin uygulamasını üstlenecek karma komisyonun kurulması ile ilgiliydi. Karma Komisyonun sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen bir ay içinde kurulması öngörülüyordu.

14'üncü maddede göçmenlere yeni geldikleri ülkede geride bıraktıkları mallara eş değer nitelikte ve değerde mal verileceği belirtilmişti.

15-18'inci maddeler ise tarafların Karma Komisyona karşı yükümlülükleri, mübadelenin gerçekleşmesi sırasında sağlanacak kolaylıklar, mübadeleye tabi olacak kişilere duyuru yapılması, sözleşmenin yürürlüğünün emniyete alınması için her iki hükûmetin yapacağı yasal değişiklikler yer almıştır.

Karma Komisyon

Sözleşmenin 11. maddesi; azınlıkların mübadelesini denetleyecek, mallarına değer biçmek ve bu malları tasfiye etmek üzere bir Karma Komisyonun kurulmasını öngörmekteydi.

Komisyonun dört üyesi Türkiye Hükûmetini, dördü Yunanistan Hükûmetini temsil edecek, geriye kalan üç üye ise 1914-1918 I. Dünya Savaşı'na katılmamış ülkelerin Milletler Cemiyeti tarafından seçilecek temsilcilerinden oluşacaktı.

Karma Komisyonun merkezi 8 Ekim 1923'ten 21 Haziran 1924'e kadar Atina, bu tarihten sonra tasfiye edilene kadar ise İstanbul'du.

1923-1926 arası Karma Komisyonun tahsis ettikleri ile Türkiye'ye gelen mübadil sayısı 355.635 idi. Bu sayıya kendi ulaşım olanaklarıyla Yunanistan'dan ayrılıp Türkiye'ye gelenler dâhil değildir. 1921-1928 arası Türk Hükûmetinin iskân ettirdiği mübadil sayısı 463.534 kişidir. 1912-1914 arası Balkan Savaşı sonrasındaki süreçte Yunanistan'dan gelen göçmen sayısı ise 125.000'dir. Adana, Edirne, Balıkesir, İstanbul, Bursa, Tekirdağ, Kırklareli, İzmir, Kocaeli, Manisa, Çanakkale, Mersin, ve Samsun gibi iller; Yunanistan'dan gelen mübadillerin en yoğun olarak yerleştirildiği illerdir.

1928 genel nüfus sayımına göre Yunanistan'daki göçmen nüfus 1.221.849 idi. Bunun 1.104.216'sı Türkiye'den, geri kalanı ise diğer ülkelerden gelmiştir.

Türkiye'de mübadil yerleşim yerleri

1923 ile 1927 yılları arasında illere göre iskan edilmiş mübadil sayıları5
İller
Adana
Çanakkale
Isparta
Mersin
Afyon
Cebelibereket
İstanbul
Muğla
Aksaray
Çorum
İzmir
Niğde
Amasya
Denizli
Kars
Ordu
Ankara
Diyarbakır
Kastamonu
Samsun
Antalya
Edirne
Kayseri
Şanlıurfa
Artvin
Elazığ
Kırklareli
Şebinkarahisar
Aydın
Erzincan
Kırşehir
Sinop
Balıkesir
Erzurum
Kocaeli
Sivas
Bayazıt
Eskişehir
Konya
Tekirdağ
Bilecik
Gaziantep
Kütahya
Tokat
Bitlis
Giresun
Malatya
Trabzon
Bolu
Gümüşhane
Manisa
Van
Burdur
Hakkâri
Maraş
Yozgat
Bursa
Hatay
Mardin
Zonguldak
Türkiye

Eleştiriler

Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi hakkındaki eleştiriler genel olarak iki husus üzerinde toplanmaktadır. Birincisi, mübadelenin mecburi olmasıdır. Onca savaş ve kötü muamelelere rağmen doğup büyüdükleri, resmî vatandaşı oldukları ülkenin topraklarda kalan insanların temel bir insan hakkı olan "yerleşme ve seyahat hürriyeti" aksine devletler arası bir anlaşma üzerine zorla yerlerinden edilerek dilleri ve kültürleri yabancı topraklara gönderilmesinin bir "vatana iade" değil "sürgüne gönderme" olduğu iddia edilmiştir.6 İkinci eleştiri hususu "milliyet" kıstasının "dini aidiyet" üzerinden anlaşılmasıdır. Yani lisan olarak Türkçe konuşanlar dâhil, bütün Ortodokslar Türkiye'den Yunanistan'a; buna karşılık yine lisanına bakılmaksızın Müslüman olan bütün halklar Yunanistan'dan Türkiye'ye gönderilmiştir. Hâl böyle iken Katolik ve Protestan Rumlar yerlerinde kalmıştır. Bu uygulama Osmanlı "millet sistemi" anlayışının hâlâ işlevsel olduğunu göstermektedir. Ancak bu işlevin suistimal edildiği; Anadolu'da Müslümanların yeni devletçe kurulmak istenen ulusal birliğe daha kolay uyum sağlayacağı ön kabulünde, Müslümanlık kıstasının Türklük kıstasına baskın olmasının etkili olduğu iddia edilmiştir.7

Kültürel etkiler

İnanca dayalı olarak yapılan zorunlu mübadele sonrası yaşanan dram ve ayrılık, Türk toplum yaşamında ve Balkanlarda yaşan Türkler üzerinde derin kırılganlıklar yaratmış; mübadeleyi konu olan belgeseller, filmler, kitaplar ve müzikler yayımlanmıştır. Yönetmenliğini Çağan Irmak'ın yaptığı sinema filmi Dedemin İnsanları ve anonim Selânik türküsü "Bir Fırtına Tuttu Bizi", dikkat çeken eserler olmuştur.8

Kaynakça

Orijinal kaynak: türkiye-yunanistan nüfus mübadelesi. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Türk-Yunan nüfus mübadelesi sonucu Kocaeli'ne iskan edilen göçmenler (1923-1930) , Ayhan Ateş, 2008, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (Sosyal Bilimler Enstitüsü), sayfa 53-54

  2. Türkiye ile Yunanistan arasında mübadele meselesi (1923-1930) , İbrahim Erdal, 2006, Ankara Üniversitesi (Sosyal Bilimler Enstitüsü), sayfa 285.

  3. Bruce (2006). Twice A Stranger: How Mass Expulsion Forged Modern Greece and Turkey. Granta. p. 18. ISBN 1-86207-752-5.

  4. 1 , illere yerleştirilen mübadiller

  5. Lewis, Bernard, Modern Türkiye'nin Doğuşu, Çeviren: Metin Kıratlı, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2000, ISBN 9751603036 s. 352

  6. Emgili, Fahriye, Yunanistan'dan Mersin'e Köklerinden Koparılmış Hayatlar, Bilge Kültür Sanat Yay., 1. Basım, İstanbul 2011, ISBN 978-605-5506-63-6 s. 47-48

Kategoriler